Doğu Avrupa’nın en çok turist çeken kenti Vilnüs, Litvanya’nın başkentidir.
Özgün mimarisi ve kültürel değerleri, ilgi çekici yapıya sahiptir. Bu nedenle dışarıdan gelen misafirlerin ilgisi oldukça büyüktür. Özellikle de bağımsızlık döneminin ilk 10 yılında turizm dünyasında büyük bir öneme sahip olmayı başarmıştır.
Litvanya’nın çağdaş sanat eserlerinin sergilendiği ve dönem dönem düzenlenen sanat eğitimine ev sahipliği yapan “Ulusal Sanat Galerisi” kentin en önemli kültürel değerlerinden biridir.
Sovyet dönemi, Vilnüs için en acı olayların tanıklık ettiği elli yıllık bir dönemdir. Bu dönemde suçların planlandığı yer olarak yapılan “KGB yönetim merkezi” günümüzde bir müze olarak gezilebilecek bir yerdir. Yakın tarihe tanıklık etmek isteyenler “Soykırım Kurbanları Müzesi” adının verildiği müzeyi ziyaret edebilirler.
Sovyet döneminde, yasaklı sanatçılar listesine alınmış Amerikalı ünlü müzisyen, gitarist şarkıcı Frank Zappa anısına dikilmiş anıt, Vilnüs’ün en ilgi çeken simgelerinden biridir. Heykel, Zappa’nın bağımsızlığını ilan etmesinden hemen sonra dikilmiş.
Kentin dikkat çekici yapılarından biri olan ve mimarisi ile değişik bir görünüme sahip olan katedral ya da “Bazilika” kentin kültürel varlıklarından biridir. 1387 yılında vaftiz edilen ulusun canlı tanığı olarak da nitelendirilmektedir. Katedralin altında bulunan “Yeraltı mezarlığı” ise tarihe tanıklık etmek amacı ile rehber eşliğinde ziyaret edebileceğiniz önemli bir yerdir.
1579 yılında kurulumuna başlanmış olan “Vilnüs Üniversitesi Kampüsü” kentte gezilebilecek en güzel yerlerden biridir. Dikkat çekici Gotik, Barok, Rönesans ve Klasik biçimdeki mimarisi ile turistlerin yoğun ilgi gösterdiği bir yerdir. Sts. Johns Kilisesi ve 68 metre yüksekliğindeki çan kulesi de bu alanda yer almaktadır.
15. yüzyıldan günümüze kadar gelmeyi başarmış “St Anne's” ve “Bernardines” Kiliseleri, kentin kültürel değerlerindendirler. Gotik yapısı ile dikkatleri üzerine çeken St Anne’s kilisesinde 33 farklı tuğlanın kullanıldığı bilinmektedir.
2 binden fazla figür ile iç dizaynı yapılan Aziz Peter ve Paul Kilisesi, 17. Yüzyıldan günümüze kadar ulaşmayı başaran Vilnüs’ün başka kültürel varlıklarındandırlar. Zaman bulursanız buraları da gezmenizi öneririz.
Kültürel değerleri kadar eğlence yönünün de ağır bastığı Vilnüs’ü gezmek için bisiklet ya da yürümeyi tercih edebilirsiniz. Özgün tasarımı ve mimarisi ile dikkatleri üzerine çeken kent görkemli binaları ve hoş mimarisi ile sizi kendine hayran bırakacaktır.
“Neris Irmağı” kenarında yürüyüş yaparak vakit geçirebileceğiniz Vilnüs’ün parklarında ve sahil kenarlarında da yine eğlenceye dair pek çok etkinliği bir arada bulabilirsiniz.
Kentin güzel yerlerinden biri olan “Üç Haç Tepesi” 17. Yüzyılda üzerine 3 haçın dikilmesiyle bu ismi almış. Fotoğraf çekmeyi sevenler için birebir bir mekân olduğunu söylememiz gerekiyor. Stalin döneminde kaldırılan haçlar, 1989 yılında yeniden yerine konulmuş. Spor yapmak ve tırmanış yapmak için de fevkalade yerlerden biridir.
10-14. yüzyıllar arasında kurulduğu tahmin edilen Yukarı Kule Kalesi 48 metre yüksekliğinde bir tepe üzerinde Litvanya’nın kurucusu “Litvanya Büyük Dükü Gediminas” adı ile anılmaktadır. Yukarı kale bölümü, günümüze gelmeyi başaran tek yeridir. Buradan da yine şehrin muazzam manzarasını ayaklarınızın altına alabilirsiniz.