Kuzey Amerika’nın en büyük beşinci kenti Toronto’dur. Toronto’da kışlar bir hayli sert geçer. Ama buna rağmen de yine de kentin çok hareketli olduğundan söz etmek gerek. Kozmopolit bir değeri olan Toronto’da birçok etnik kökenin hayat bulduğunu belirtmeden geçmemek gerekiyor.
Dünyanın en görülesi 10 kentinden biri olduğunu söylersek, turizm açısından ne kadar yüksek değerlere sahip bir yer olduğunu tahmin etmek zor olmasa gerek.
Kentin önemli birçok noktasının turizme can verdiğini söylemek gerekiyor. Ancak bunlar arasında en dikkat çekeninin şehir merkezine 1,5 saat uzaklıkta olan Niagara Şelaleleri olduğunu söylemek gerekiyor. Toronto’nun sembolü niteliğinde olan şelaleler, hafta sonları özellikle bir hayli kalabalık turist kitlesini ağırlıyor.
Kanada ekonomisinin can damarı niteliğinde olan Toronto’nun kozmopolit bir kent olduğundan bahsetmiştik. 2007 yılında yapılan nüfus sayımı da bunu doğruluyor. Zira yapılan nüfus sayımına göre kentin yüzde 52’nin Kanadalı olmadığı tespit edilmiştir.
Kültürel anlamda Toronto’da en çok ön plana çıkan şey eğlencedir. Öyle ki gecenin geç saatlerine kadar kentin sokak ve caddeleri eğlence tutkunları ile dolup taşar. Queen St W.’nin biraz güneyinde Universty ve Spadina Avenue arasında yer alan ‘Clubland’, eğlencenin en coşkulu olarak yaşandığı yerdir.
Bay ve St George caddeleri arasında, Cumberland Avenue üzerinde yer alan ve “Hippiler cenneti” olarak adlandırılan “Yorkville” Joni Mitchell ve Neil Young gibi ünlü müzisyenlerin mekanı. Doğrusu eğlencenin Toronto’da nerede olduğunu sorarsanız bu noktayı kesinlikle vurgulamak gerekiyor.
Ağustos ayları başlarında başlayan ve Kuzey Amerika’nın en büyük Karayipler festivali olarak düzenlenen Caribana görülmeye değer şölenlerden biridir. Tabi bu etkinliğe katılmak isteyenlerin, ayakkabılarını uzun yürüyüşlere elverişli olarak seçmeleri gerekiyor.