Mezopotamya coğrafyasının nadide şehirlerinden olan Şam, tüm ışıltısıyla tarihin her döneminde medeniyetlerin merkezlerinden biri olmuştur. Yüzlerce yıl Osmanlı egemenliği altında kalan şehirde o dönemden gelen göz alıcı eserlerle karşılaşabileceğiniz Şam’ı mutlaka ziyaret etmenizi tavsiye ediyoruz.
Şam; Antik dönemden günümüze dek ulaşmayı başarmış, halen canlı olan birkaç şehirden birisidir! Tarihi o kadar eskiye dayanıyor ki Habil ile Kabil vakasının dahi Şam’ın biraz dışındaki Kasion Dağı’nda gerçekleştiği inancı söz konusudur. Nitekim Şam’a gittiğinizde bu dağa yapılan turlara katılarak, efsanenin çıkmasına neden olan izleri canlı olarak görebilirsiniz.
Tarihi yapılar, anıtlar ve eşsiz mimarisiyle dikkat çeken camilerle dolu Şam’da en fazla ziyaret alan yer Azem Sarayı’dır. Osmanlı İmparatorlu döneminden gelen saray, şimdilerde müze olarak turistlere hizmet vermektedir. Tüm İslam coğrafyası ülkelerinde olduğu gibi Şam da çarşı ve pazarlarıyla ünlü bir şehirdir. Özellikle Hamidiye Çarşısı bunların en büyüğüdür ki Suriye’ye özgü her şeyi burada bulabilirsiniz.
Şaheserleriyle dünya kültür ve mimarisinin en özel isimlerinden Mimar Sinan’ın eserlerini Şam’da da görebilirsiniz. Kanuni Sultan Süleyman döneminde, Mimar Sinan tarafından inşa edilen Süleymaniye Külliyesi’ni de mutlaka görmelisiniz. Külliyede hem Türk hem de Suriye mimarisinin özgün bir harmanını görebilirsiniz. İçerisinde devasa bir çarşısı olan, mimarisiyle eşi benzeri olmayan Hicaz Tren İstasyonu da, Şam gezinizin en özel anlarını yaşamanıza katkısı olacaktır.
Türkiye’den Suriye’ye vize uygulaması bulunmuyor. Hatta İstanbul başta olmak üzere pek çok şehirden yaklaşık 2 saatlik aktarmasız uçuşlar var.