Quebec, Amerika kıtasının kuzeyinde modern şehir siluetinden çok tarihi dokusuyla öne çıkan bir şehir. Sadece doğal güzelliklerinin ardına gizlenmeyen, sıkıca bağlandığı tarihinin tüm izlerini taşımaya devam eden Quebec’i mutlaka ziyaret etmelisiniz.
Quebec; Kanada’da Fransızcanın resmi dil olarak kabul edildiği adını da aldığı tek eyaletin başkentidir. Kuzey Amerika coğrafyasının en eski yerleşim yeri olma özelliğini güçlü bir şekilde korumaya devam ediyor. Quebec, tıpkı doğal güzelliklerini korumada gösterdiği hassasiyeti tarihi yapıları için de göstermiş.
Tarih dolu bir şehir olan Quebec’te devasa bir köşkte konaklama fırsatı sunan Chateau Frontenac otelini mutlaka ziyaret etmelisiniz. Büyüklüğü ve muhteşem mimari estetiğiyle dünyanın en fazla fotoğrafı çekilen otelidir. Oteli ziyaret ettikten sonra şehrin merkezini de oluşturan Old City’e doğru yürümelisiniz. Hâkim bir tepe üzerine kurulmuş bölge UNESCO listesinde de yer alıyor. Her sokağında tarihin izlerini güçlü bir şekilde hissedebilirsiniz.
Old City’den diğer bölgelere doğru çıkmak istediğinizde karşınıza Quebec duvarları çıkıyor. 4.5 kilometre uzunluğundaki duvara çıkıp, Quebec manzarası eşliğinde yürüyüş gerçekleştirebilirsiniz. Old City’den füniküler vasıtasıyla Lower Town’a inebilirsiniz. Umut Kapısı’ndan geçerek tarihi ticaret bölgesinin sokaklarında dolaşabilirsiniz. Alışveriş, restoran ve daha birçok aktivite alanı burada yer alıyor.
Kanada’nın büyüleyici doğasının Quebec’teki kısmını görmeden ayrılmak istemiyorsanız, Montmorency Fall’s tam size göre! Niagara Şelalesi’nin 30 katı büyüklüğünde şelalesiyle, kendisine hayran bırakıyor.
Kanada Commonwealth üyesi olduğu için Quebec’e vizeyle seyahat edebiliyorsunuz. İstanbul’dan Quebec’e, Toronto aktarmasıyla yaklaşık 16 saatlik uçuş sonucunda ulaşabilirsiniz.