Modern mimarisi, tarihsel kültürü ve sanatı ile İtalya’nın göz alıcı kenti Napoli, Vezüv Yanardağı’nın yanı başında yer almaktadır.
“Napoli Körfezi”ne boylu boyunca uzanan kent, milattan önce 6. Yüzyıllarına kadar uzanan bir tarihe sahiptir. Volkanik bir dağın yamacında bulunan kentin bulunduğu “Phlegraean” bölgesi aslında tamamen bir volkanik alandır.
Kentte yaşamın akışını biraz da volkanlar belirtmiş demek yerinde olacaktır. Çok sayıda müze, kilise, kale ve sokaklar arasında gezinirken aniden karşınıza çıkan meydanlarla bezenmiş bir kent olan Napoli, aynı zamanda liman kentidir.
Ancak liman kenti oluşu, Avrupa’da belki de benzerine az rastlanır bir özelliğe sahiptir. Çünkü Napoli, Sardinya'ya, Sicilya'ya, Eoliyen adalarına, Korsika'ya ve Tunus'a giden feribotların merkezidir. Kent nüfusu ortalama 1 milyon kadardır. Ancak Napoli bölgesinde 5 milyona yakın insanın yaşadığı bilinmektedir.
Tarihi bir kent olması hasebi ile şehrin müzeleri, ilk görmeniz gereken yerlerdir.
Pompei'de yapılan arkeolojik kazı çalışmalarında bulunan heykeller ve mozaik çalışmaları, “Napoli Arkeolojik Müzesi”nde sergilenmektedir. Antik çağ dönemlerinden kalma ve günümüze kadar çok iyi korunmuş heykeller, müzede en çok görülmeye değer eserlerdir.
“Pompei Antik Kenti” şehrin kesinlikle görülmesi gereken yerlerinden biridir. Milattan sonra 79 yılında Vezüv Yanardağı’nın harekete geçmesiyle şehir yok olmuş. 18. Yüzyıla kadar yapılan kazı çalışmalarında kayda değer bir kalıntı bulunamamış. Ancak son 200 yıldır bu bölgede kazı çalışmaları devam ediyor.
Şehrin yine tarihsel olarak görülmesi gereken yerlerinden biri de “Castel Nuovo” diğer adıyla “Maschio Angioino” kalesidir. Uzun dönemlere uzanan tarihi ile 20. Yüzyılda tamamen koruma altına alınan kale, kültürel etkinliklerin düzenlendiği bir noktadır.
Burada bir de “Belediye Müzesi” olarak dilimize çevrilen bir alanda değişik sanatsal koleksiyonlar sergileniyor. Kentin bir diğer görülmesi gereken kalesi ise Megari’de bir adacık üzerinde yer alıyor.
Efsaneye göre Latin şair Virgil’in gizlediği bir yumurta’dan adını alan “Castel dell ‘Ovo” görkem ve ihtişamı ile göz kamaştırıyor.