Doğu Anadolu bölgesinin en uç noktasında yer alan Kars, kendine has kültürü ve M.Ö. 9000-8000 yıllarına, Cilalı Taş Devri’ne dayanmasıyla dikkatleri üzerine çeken bir kenttir. Ermenistan ile sınırı bulunan kent, kozmopolit bir yapıya sahiptir. Türk, Azeri ve Kürtlerin yaşadığı kentin, Arpaçay ilçesi, Ermenistan sınırını belirler. “Kars” denince akla ilk gelen şey; tulum peyniri ve balıdır. Türkiye’de de hatırı sayılır derecede bilinen bu iki lezzeti kahvaltıların vazgeçilmezidir.
Kars tarihi kadar, tarihin ilginç yönleri de vardır. İsmi hakkında farklı kaynaklarda farklı bilgilere yer verilmiştir. Tarihin bazı yerlerinde Bulgar Türklerinden adını aldığı bildirilirken diğer bazı kaynaklara göre ise 9. Yüzyılda burada yaşayan Ermenilerden adını almış, diğer bazı kaynaklarda ise Gürcüce “kapı” anlamına geldiği için coğrafi konumundan dolayı Kars imi verilmiş.
Şehrin geçmiş tarihi yapılan arkeolojik kazı çalışmalarına göre Alt Paleolitik Döneme kadar uzanmaktadır, yapılan kazı çalışmaları Tombultepe, Borluk Vadisi ve Çıldır Gölü ve Akçakale Adası’nda yapılmıştır. Bulunan buluntular Kars’ta yaşamın Tunç Çağı’na kadar gittiğini gösteriyor.
Uzun bir tarihe sahip olan Kars, medeniyetler açısından farklı medeniyetlere ev sahipliği yapmıştır. M.Ö 9-6. Yüzyıllarda Urartuların egemenliğine giren şehir bu dönemden sonra Perslerin hakimiyetine girmiştir, Perslerden sonra şehrin idaresi Arakslar, Tigranlar ve bundan sonra da Sasanilerin idaresine girmiştir.
Kars’ın İslam’ı seçmesi 638 yılından sonra Arap Müslümanların Doğu Anadolu’ya sefer düzenlemesiyle 646 yılında Kars Hristiyanlıktan Müslümanlığa geçmiştir. Müslüman halk, 1064 yılında Selçukların hakimiyetini kabul eder, ancak Kösedağ Savaşı’nda Moğolların istilasına uğrar ve hakimiyet tekrar Moğolların eline geçer. Bu dönemden sonra çeşitli devletlerin egemenliği altına giren Kars; Altınordu Devleti, Karakoyunlu ve Akkoyunluların egemenliğine girer daha sonra Kanuni Sultan Süleyman döneminde Osmanlılarla Ruslar arasında yapılan savaşta yeniden Osmanlının egemenliğine girer. (1918)