Anadolu’nun Ege Denizi’ne açılan en önemli kapısı İzmir’dir. Tarihi, 8000 yıllık bir geçmişe, Paleolitik döneme kadar uzanır. Yerleşim yeri olduğu tarihten bu yana pek çok medeniyet ve uygarlığın egemenliği altına girmiş, her dönemde parlaklığını koruyan bir şehir olmuştur. Meşhur “Artemis Tapınağı” ve İncil’de adı geçen 7 kiliseden üçü İzmir’de bulunur. Denizi, doğası ve tarihi ile dikkatleri üzerine çeken kent, günümüz turizm dünyasında oldukça rağbet görüyor. Her yıl yurtiçi ve yurtdışından yüzbinlerce turistin akın ettiği bir kenttir. Türkiye’nin üçüncü büyük şehri olarak kaydedilen İzmir, tüm yönleriyle misafirlerini kendine hayran bırakan bir şehirdir.
İzmir, 8500 yıllık geçmişi ile kurulduğu ilk dönemden bu zamana kadar kendinden söz ettirmeyi başarmış bir yerdir. Antik Çağlar’da “İyonya’nın İncisi” olarak anılan şehir, çoğu adı unutulmuş 36 medeniyete ev sahipliği yapmış, Ege’nin en güzel şehridir. Çoğu düşünür ve adı duyulmuş sanatçının diline dolanan İzmir hakkında yorum yapan Aristo, Büyük İskender’e “Görmezsen eksik kalırsın!” diyerek kesinlikle görmesi gerektiği yönünde tavsiyede bulunmuş, Victor Hugo, İzmir’i hiç görmemiş olmasına rağmen şehir hakkında yaptığı yorumda “İzmir bir prensestir!” demiştir.
İzmir, tarihi boyunca önemli medeniyetlere ev sahipliği yapmış bir kenttir. Erektidler Kralı These’nin Amazonları yendikten sonra şehri ele geçirmiş ve Amazon Kadını Smyrna’nın adını şehre vermiştir. Tarihi hakkında net bir şey söylemek mümkün olmasa da İzmir’in Troya Savaşları’ndan sonra kurulduğuna dair tarih kaynaklarında bilgi verilmektedir. Troya Savaşları’ndan sonra Aiol, İyon ve Dor uygarlıkları kökenleri İzmir’e yerleşmişler Pitanes, Phokaia, Smyrna, Klazomenai, Milet ve İsos gibi yerleşkeler üzerinde hayat bulmuşlar. Günümüze kadar ulaşmayı başaran antik kentler, bu bilgileri doğrular niteliktedir.
Tarihin derin sayfalarına tanıklık eden İzmir, Demir Çağı’nda İyonlar ve Aioller tarafından yönetilmiştir. Bu dönemden sonra Antik Çağ’a gelindiğinde adları unutulmuş medeniyetlere ev sahipliği yapmıştır, M.Ö 850 yılına gelindiğinde devlet unvanı kazanan şehir, Basileus önderliğinde gelişmeler yaşamış; kültür-sanat ve bilim alanında önemli adımların atıldığı bir devlet statüsü kazanmıştır.
M.Ö 585 yılında Mezopotamya’dan devraldığı bilim ve kültür önderliğini 545 yılına kadar korumayı başarmıştır fakat bu dönemden sonra İranlıların Anadolu’yu işgal edip önemli bilim adamlarını Atina’ya kaçırmasından sonra bu özelliğini yitirmiştir.
Tarihinde önemli medeniyetlere ev sahipliği yapan İzmir, M.Ö 333 yılında Büyük İskender’in Roma İmparatorluğu’nu mağlup etmesinden sonra İzmir’in yönetimi Makedonya Krallığı’na geçmiştir. Bu dönemden sonra Selevkosların himayesine giren şehir, M.Ö. 2. Yüzyıl'da Roma İmparatorluğu ve M.S. 395 yılındandan itibaren de Doğa Roma İmparatorluğu’nun hakimiyeti altına girmiştir. 1081 yılına gelindiğinde Türk topraklarına dahil edilen İzmir’de savaşlar yaşanmış, uzun süren savaşlar sonucunda 1422 yılına gelinmiş ve bu dönemden sonra şehir Osmanlı himayesi altına girmiştir. Uzun dönem Osmanlı egemenliği altında kalan İzmir I. Dünya Savaşı döneminde Yunanlar tarafından işgal edilmiş verilen mücadele ile 1922 yılında yeniden Türklerin hakimiyeti altına girmiştir.
Soluksuz savaşlar ve uzun süren bir tarihin ardından günümüze kadar ulaşmayı başaran İzmir’de tarih öncelerine ait izler bulunmaktadır. Efes Antik Kenti başta olmak üzere birçok yerde önemli medeniyetlerin izlerini taşıyan şehir, doğal güzelliklere hakim bir tebaaya sahip olmasından dolayı da turizm dünyasının dikkatlerini üzerine çekmektedir. Plajları, eğlence merkezleri ve sahip olduğu muazzam doğası ile İzmir gezilecek yerlerinin sayısı arttıkça artıyor.
Kültür & Eğlence
Geçmişi 8000 yıl öncesine kadar uzanan bir kentin elbette kültür ve eğlence yönleri de farklı olur. İzmir de tam da bahsettiğimiz gibi bir yerdir. Turizm dünyasının yoğun ilgi gösterdiği kentte, festivaller, Kent kültür merkezleri, galeriler, el sanatları ve daha akla gelebilecek birçok detay bulunur. Kentin modern yüzünü yansıtan “Uluslararası festivaller”, her sene düzenlenen etkinlikler, düzenli olarak icra edilen Uluslararası Caz Festivali, İzmir Uluslararası Fuar ve bunlar gibi daha birçok etkinlik, şehrin kültürel değerlerini en iyi anlatan yönleridir.
İzmir’in kurtuluş günü 9 Eylül’de başlayarak 10 gün boyunca devam eden Türkiye’nin Uluslararası Fuarlar Birliği’ne (UFI) tek üye fuarı olan İzmir Enternasyonal Fuarı, şehrin en kalabalık fuarlarından biridir. Tatil günlerinizi bu zamanlara denk getirirseniz mutlaka fuara katılmanızı öneririz.
629 km uzunluğunda bir kıy şeridine sahip olan Ege Denizi’nin 110 KM. uzunluğundaki bölümü sahil olarak kullanılır. Yazın güzel günlerini değerlendirmek isteyenler için iyi bir fırsat ve güzel bir yer olduğunu net bir şekilde ifade edebiliriz. Özellikle de turistlerin yoğun bir şekilde tercih ettikleri Selçuk (Pamucak), Çeşme (Ilıca ve Altınkum), Gümüldür, Foça ve Çandarlı’daki plajlar, yaz eğlencesine dair aranan tüm ayrıntılara cevap verebilecek niteliktedir.
Eğlence adına İzmir’de aradığınızdan çok daha fazlasını bulabilirsiniz. Gece hayatı, eğlence mekânları, kafeteryalar, restoranlar ve daha aklınıza gelebilecek her türden zaman geçirebileceğiniz ve eğlenebileceğiniz mekânlar, tatil günlerinizin dolu doluya geçmesi adına alternatif seçenekler olacaktır.