Cap Vert yarımadası üzerine kurulu olan Dakar, Senegal’in başkentidir.
Şehirde Fransız etkisini görmek hâlâ çok mümkün. Batı Afrika'nın en batı ucundaki yarımada üzerinde yer alan Dakar, kozmopolit yaşamı ile dikkat çeker. Senagal'in siyasi, ekonomik, ticari, kültürel ve dinî merkezi konumunda olan kentin %8’ini Avrupalılar oluşturuyor.
Müslüman, Hristiyan ve diğer inançlara mensup insanların bir arada yaşaması, kenti etnik açıdan zenginleştirmiş. Yüzyıllardır Avrupa-Afrika-Amerika üçgenindeki deniz trafiğinde önemli bir yere sahip olmayı başarmış Dakar, her yanıyla incelenmesi gereken bir yerdir. Kentte çok sayıda müze ve antik yapı bulunmaktadır.
Mimar Gustava Collet tarafından Dakar merkezinde tasarlanarak yapılan “Grande Camii” şehrin en görülesi yerlerinden biridir.
Özellikle de Cuma günleri çok farklı bir görünüme bürünüyor. El Hadji Malick Caddesi üzerinde yer alan caminin mozaikleri ve iç tasarımı Fars zanaatkârları tarafından yapılmış, görülmeye değer yönleridir. Kazablanka’daki 5. Muhammed Camii’ne benzerliğiyle dikkat çeken Grande Camii, 1957 yılında tamamlanmış. Caminin dikkat çeken bir diğer detayı ise minaresidir. 67 metre uzunluğundaki minare, Dakar’ın her yerinden görülüyor. Bir de cami içerisinde yer alan İslam enstitüsü ve kütüphane ziyaret edilesi bölümüdür.
Sömürge dönemlerine tanıklık eden Dakar’da gidilesi bir diğer yer “Goree Adası.” Burası tarihi ayıbı simgeleyen bir yerdir. Amerika’ya götürülen köleler, buradan gemilere bindiriliyordu. O günleri anımsamak adına Goree’de bir müze yapılmış ve adına “Köleler Evi” denmiş. Ev, koloni dönemi mimarisinin örneklerinden biridir.
Afrika’nın en gözde noktalarından biridir Dakar. Gece hayatı ve eğlence yönünden de zengin bir kent olması, çevreden gelenlerin akınına uğruyor. Özellikle de eğlence adına tercih edilen “Dakar kumsalları” değerlendirilmesi gereken güzelliklerinden bir parçadır.