Avrupa’nın doğudaki en son sınırlarından birisini oluşturan Romanya’yı keşfetmek istiyorsanız, Bükreş’in ardından mutlaka Cluj-Napoca’yı da gezi listenize dâhil etmenizi öneririz.
Cluj-Napoca; diğer adı Kaloşvar olan şehir, mimarisiyle doğu-batı karışımını tüm sokaklarında hissettirmeyi başarıyor. Cluj-Napoca’da sadece resmi binalar değil, adeta sokakları süsleyen sivil binaları da göz alıcı mimarileriyle dikkat çekiyor. Avrupa ve Asya’nın birleşme noktalarında sıklıkla karşılaşılan kültürel harmanla ortaya çıkmış mimari stile sahiptir. Özellikle de sarı ve kırmızı tonların ağırlıkta olduğu taş binalar şehrin her yerinde.
Cluj-Napoca’ya gittiğiniz tarihi 500 yıla yaklaşan Turda Tuz Madeni’ni görmelisiniz. Aktif olarak tuz üretimi gerçekleştirilmeyen ve turistik ziyaretlere açık olan maden, eşsiz bir görselliğe sahiptir. Bir şehri gezerken başlangıç noktası olarak madenin seçilmesi garip gelse de madenin tuz madeni olması gördüğünüzde haklılığını anlıyorsunuz.
Cluj-Napoca tipik bir Avrupa şehri olarak çok sayıda kilisesiyle de ünlü. Bu kiliselerden bazıları mimarisi ve önemiyle diğerlerinden ayrılıyor. Cluj-Napoca’ya gittiğinizde kilise gezinize mutlaka St. Micheal Kilisesi’nden başlamalısınız. Cluj-Napoca seyahatinizi tarihi ve kültürel bir etkinliğe dönüştürmek istiyorsanız adresiniz Museum Square’dir. Çok sayıda müzenin yer aldığı bu meydanda Romanya’nın kültür tarihine bir yolculuk yapabilirsiniz.
Türkiye’den yapılan seyahatlerde Romanya vizesi şartı bulunuyor. Ayrıca Avrupa Birliği üyesi olduğundan Schengen vizesiyle de ülkeye giriş yapabilirsiniz. İstanbul’dan Cluj-Napoca’ya ortalama 1 saat 45 dakika süren uçuşla aktarmayla uğraşmadan ulaşabilirsiniz.