Cenova, İtalya'nın Ligurya bölgesinde kendi ismini taşıyan “Genova” ilinin merkezi ve Ligurya Bölgesi'nin başkentidir.
Denizden yaklaştığınızda basit bir liman kenti olduğunu düşüneceksiniz. Ancak şehrin iç kesimlerine gittiğinizde ve antik kent bölümünü gezmeye başladığınızda bu ezberin boş olduğunu anlayacaksınız.
Eski kent ile liman birbirine bitişiktir. Kent, tarihi ve kültürel açıdan önemli bir yerdir. Hatta şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki Cenova, en az Roma ve Venedik kadar görülmeyi hak eden bir kenttir.
Endüstriyel alanda her ne kadar bir üçgenin uç köşesi olarak değerlendirilse de Ligurian Denizi'ne tepeden baktığınızda, endüstriyel açıdan ne kadar gelişmiş bir kent olduğunu rahatlıkla anlayacaksınız.
Gezilecek yerleri, doğal güzellikleri ve kültürel yönleriyle kendine hayran bırakan Cenova, değişik bir tatil yapmanın adı olacaktır.
Kültürel anlamda İtalya’nın diğer kentlerinden geri kalmayan Cenova’da bale ve büyük konserlerin düzenlendiği (Carlo Felice Opera House), yedi tiyatro binası, iki yazlık sineması ve 57 adet sinema salonu ile kentin kültürel değerlerinin sergilendiği bir bina.
Müzeler bakımından da zengin olan Cenova’da 22 adet müze bulunmaktadır. Gezmek için her birine ayrı ücret vermenize gerek yoktur. Tek bir kartla bütün müzeleri gezerek şehrin farklı değerlerini tanıma şansını yakalayabilirsiniz.
Turistler tarafından en çok ziyaret edilen müzeler; Museo Palazzo Rosso ve Museo Palazzo Bianco müzeleridir. Arkeolojik, sanat ve galeri sergilerinin yer aldığı müzeleri gezdiğinizde farklı bir tarih ve kültürel değerler arasında olduğunuzu hissedeceksiniz.
Her yıl düzenlenen “Boat Show” organizasyonuna 350 binin üzerinde insan katılır. Oldukça etkileyici bir şov “Palazzo Ducale” de düzenlenmektedir. Zamanında burayı ziyaret ettiyseniz kesinlikle düzenlenen etkinliğe katılmanızı öneriyoruz.
Şehrin nefes kesen bir diğer yerinden de söz etmek gerekiyorsa, tarihi ve kültürel açıdan değerlendirilebilecek olan “Cattedrale di San Lorenzo” katedralidir. 12. Yüzyıldan kalma olan bu katedral, bu alanda yapılan bir arkeolojik kazı çalışmasında bulunan sur duvarlarıyla tespit edilmiştir. 5 ve 6. Yüzyıldan kalma olduğu düşünülen dinsel mimari örnekleri, görülmeye değer alanlarıdır.