İngiltere’nin en gelişmiş şehirlerinden biri de Birmingham kentidir.
Kent, Birleşik Krallığın endüstriyel anlamda yaptığı devrimi ilk gören yerdir. Bu nedenle sanayi ve ticaret merkezi Birmingham’da oldukça gelişmiş düzeydedir. Kenti önemli kılan ve parlamasına yol açan ikinci bir diğer değer ise Venedik Kanalı'ndan daha uzun bir kanalın ortaya çıkması olmuştur.
İkinci dünya savaşı sırasında adını “Spitfire savaş uçakları” ile andırmaya başlayan Birmingham, “Mini” arabalar, “Cadbury” çikolataları, Black Sabbath, JRR Tolkien, Conan Doyle gibi isimler ve markalarla kendinden daha fazla söz ettirmeye başlamıştır.
Savaş izleri, Birmingham’da kendini çok fazlasıyla gösterdi. İkinci dünya savaşından sonra kent, adeta harabeye dönmüştü. 1990 yılından sonra yeniden yapılan yapılandırma çalışmalarıyla kent ayağa kaldırılmış, yaya yolları yapılmış, kanallar temizlenmeye başlamış ve bu büyük destinasyondan sonra Birmingham, turizm dünyasına kendini kabul ettirmeyi başarmıştır.
Kentin bir kısmı müzeye dönüştürülmüş, alışveriş merkezleri kurularak dikkat çekici bir hale getirilmiştir.
Kültür & Eğlence
Birmingham, spor kültürüyle yoğun bir şehirdir.
7 F.A. Cup ve 7 lig kupası kazanmış Aston Villa’nın maçlarının yapıldığı ve 42 bin kişilik alanı ile devasa büyüklükte olan “Villa Park”, kentteki spor kültürünü yakından incelemek adına en uygun yerlerden biridir. Şehir merkezinde “7 numaralı otobüs” ile ya da “Witton”a binerek Villa Park’a gidebilirsiniz.
13. yüzyıldan önce yapılmış ancak bu dönemlerde yenilenmiş “Bull Ring Katedrali” şehrin inanç kültürünü yansıtan yerlerden biridir. St Martin ve bulunduğu yerdeki alışveriş merkezinden dolayı oldukça dikkat çekici bir yer haline gelmiştir. Bull Ring Katedrali’nin bugünkü hali, 1875 yılından kalmadır.
“City Futbol Kulübü”ne ait “St. Andrews stadyumu” da kentin spor alanındaki kültürel değerlerinin yansıdığı yerlerden biridir. 21 bin kişilik bir alana sahip olan stadyuma gitmek için BullRing’in tam karşısından Moor Caddesi’nden Bordesley istasyonuna giden raylı araçları kullanabilirsiniz.
Kilise ve katedral alanında zengin bir yapılanmaya sahip olan Birmingham’da görmeniz gereken bir diğer önemli kültürel değer ise “St Philip's Katedrali” olmalıdır. Barok tarzında yapılan bina, 1709–1715 yılları arasında yapılmıştır.
Kent merkezinde bir de cami bulunuyor. Çok uzun dönemler öncesine dayanmasa da tarihi anlamda değerlendirilebilecek bu kültürel değer, 1969 yılında yapılmıştır.
200 bin metrekare alan üzerine kurulu, 21 salona sahip olan “National Exhibition Centre (NEC)”de yıl içerisinde 180’den fazla sergi açılmaktadır. Kompleks içinde bir de “NEC Arena” diye adlandırılan bir bölüm vardır. Burası gösteri merkezi olarak kullanılan bölümdür. 12 bin oturma kapasitelidir.
Kent merkezinde, Chemberlain Meydanında yer alan “Birmingham Müzesi ve Sanat Galerisi” yerel kültürü tanımak açısından gidilmesi gereken yerlerden biridir. Yine bunun dışında sanat galerisi olarak değerlendirebileceğiniz bir diğer yer olan “Barber Institute of Fine Arts Birmingham Üniversitesi” de kültürel değerleri anlamak ve Birmingham’ı daha iyi tanımak adına gitmenizi önerdiğimiz yerlerden biridir.