Doğu Anadolu bölgesinin Karadeniz’i gibi yemyeşil bir bitki örtüsüne sahip olan Bingöl, yüksek platolarıyla dağlar arasında kalan şehre bol miktarda oksijen sunar. Şehir, doğu Anadolu bölgesinin Fırat bölümünde kalır, bu yönüyle tam bir doğal cennet görünümündedir.
Şehir, sulak arazi bakımından oldukça zengin topraklara sahiptir. Karadeniz’den farklı olarak buranın toprakları oldukça verimlidir şehrin güney yönünden, doğu-batı yönlerine akan “Murat Nehri” bulunur. Uzandığı yol boyunca küçük göller, dereler çaylar kendini her yerden gösterir ve tümüyle dağlık bir görüntü çizen Bingöl, gezilecek yerleriyle de beğenilen yerlerden biridir.
Hem tarihi bakımdan hem de doğal güzellikler bakımından kesinlikle görülmesi gereken bu şehirde “Kavurma” yemeden geri dönmenizi kesinlikle önermiyoruz.
Bingöl, Anadolu’da kurulan ilk yerlerden biridir. Tarihi kaynaklarda yer alan bilgilere göre yüzyıllar önce şehrin adı "Cebel-cur" olarak geçmektedir. Mitaniler Devleti’ne bağlı Huriler tarafından kurulan şehir, Hititler, Urartular ve Pers İmparatorluğu’nun egemenliği altında kalmış daha sonraları ise Büyük İskender’in egemenliği altına girmiştir. Büyük İskender’in ölümünden sonra Bingöl güçsüz kavimlerin egemenliğine girmiş ve bunu takip eden Roma İmparatorluğu döneminde Ermenistan Krallığı hakimiyeti şehrin yeniden ayaklanmasını sağlamıştır.
Tarihi boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapan Bingöl, halkın İslam’ı seçmesinden sonra Selçukların hakimiyeti altına girmiştir. Bu dönemi takip eden Akkoyunlar ve Uzun Hasan dönemi şehirde görülen izlerdir. Tüm bu dönemlerden sonra ise şehir Osmanlı egemenliğinin hakimiyetini kabul etmiştir.
Coğrafi yapı itibari ile dağlık bir araziye sahip olması ve temiz suya sahip olmasından dolayı tarihin ilk dönemlerinde şehrin adına “Cebel-Cur” denmiştir. Halk arasında isim değişikliğine uğrayarak “Çebakçur” olarak telaffuz edilmeye başlamıştır. Büyük İskender döneminde de “Cebel-Cur” ismi ile anılan şehir, Evliya Çelebi Seyahatnamesinde de bu isimle anılmaktadır. Osmanlı hakimiyetine girdikten sonra “Çebakçar” olarak telaffuz edilmesinin yanında “Mingöl” olarak da anılmış. 1945 yılına gelindiğinde şehrin ismi Bingöl olarak değiştirilmiştir.
Geçmiş dönemin gizemli izlerine sahip olduğu kadar doğal ve tarihi kültürel miraslarıyla da ön plana çıkmayı başaran Bingöl’de gezilecek yerlerin sunduğu atmosfer yaşanmaya değerdir.